EÜ ÇEVMER iklim kriziyle mücadeleye bilimsel katkı sunuyor
Çağatay Yiğit Akkaya
Küresel ısınma ve iklim değişikliği olgusu, dünyayı tehdit eden en büyük çevre sorunlarından birisi olarak adlandırılıyor. Çevre sorunları ile ilgili çeşitli alanlarda, bilimsel araştırmalar yürüten, projeler hazırlayan, sorunların çözümü için teknikler geliştiren Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇEVMER) bir yandan ‘sürdürülebilir kampüs’ ilkesi kapsamında bilinçlendirme çalışmaları yürütürken bir yandan da bilimsel projeler hazırlamaya devam ediyor. Çevre temalı birçok ulusal ve uluslararası bilimsel etkinliğe öncülük eden Ege Üniversitesi bu sene dünya üniversitelerini çevreye duyarlılık, enerji, atık ve ulaşım yönetimi kategorilerinde değerlendiren ‘GreenMetric Türkiye Ulusal Çalıştayı 2024’e ev sahipliği yapacak.
Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Araş. Gör. Dr. Tuğçe Kalkan Dağlıoğlu, “Bilim insanlarının dünyamızın sıcaklık artışı için kötünün iyisi dediği ‘2°C’ sınırı vardır. Bunun içinse karbon emisyonunun 450 ppm yani milyonda bir düzeyinde atmosferik yoğunlukta sabitlenmesi gerekmektedir. Şubat 2024 verilerine göre şu anda 424.55’teyiz. 2023 yılı, insan faaliyetlerinden kaynaklı iklim değişikliğinin yol açtığı en sıcak yıl oldu” dedi.
“Aşırı iklim olaylarını yaşamaya başladık”
İklim kırılganlığı ve halk sağlığı ile ilgili uyarılarda bulunan Araş. Gör. Dr. Dağlıoğlu, “İklim krizi kapsamında ülkemiz, tarım, ormancılık ve balıkçılık ve aşırı sıcak gün sayısında artış gibi iklim kırılganlığı kriterlerinde çoğunda yüksek düzeyde kırılganlığa sahip. Aslında durumun ciddiyetini önce çiftçilerimiz yaşıyor. Kuraklık kendisini düşen rekolteler ile gösteriyor. Diğer yandan ani yağışlar veya yazın ormanlarımızın yanması gibi aşırı iklim olaylarını yaşamaya başladık. Bunun boyutları ise maalesef su krizleri, gıda sorunu, biyoçeşitliliğin tehlikeye girmesi ve halk sağlığı bakımından zor günleri gösteriyor” dedi.
Yaşanılan bu derin krizde insanların hatalarından bahseden Araş. Gör. Dr. Dağlıoğlu, “İnsanlık, geçmişten günümüze dek büyük değişimlerden geçti. Geldiğimiz noktada ise artık yapay zekâdan söz edebiliyoruz. Çevreyi kirleten etkiler 3 faktöre dayanıyor. Bunlardan birisi popülasyon; yani nüfusumuz. İkincisi her bir insan tarafından kullanılan kaynak sayısı ve her bir kaynak kullanımı için oluşan etki. Bunlardan herhangi birisi arttığında çevre kirliliği de orantılı bir şekilde artıyor. Ayrıca, doğanın, kendini yenileme gücünün çokça üstünde doğayı kirlettik. Su kaynaklarını bilinçsiz kullandık, hala fosil yakıtlara bağımlıyız. Ormanları yine kendini yenileme gücünü kullanmasına izin vermeden yıkıp biçtik. Sonuç olarak; insan bu kibrinden vazgeçip doğanın bir parçası olduğunu kabul etmedikçe sorunun ana kaynağı yine bu şekilde kalacak diye düşünüyorum” dedi.
Temiz su, temiz hava, güvenilir gıda
Bireysel önlemlerin iklim krizi üzerine etkisi ile alakalı bilgi veren Araş. Gör. Dr. Dağlıoğlu, “İklim krizi ile mücadelede yapmamız gerekenlerden biri, popüler bir kavram olan sürdürülebilirlikte yatıyor. İlk kez 1987 yılından Brundlandt Raporu’nda duyduğumuz bu kavram, bize gelecekteki insanların da bu dünyada yaşama haklarının olduğunu ve bizim onlara, temiz su, temiz hava ve güvenilir gıda, bırakmak zorunda olduğumuzu söylüyor. Bunu sağlamamız için de yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak sera gazı salınımını azaltmamız gerekmektedir. Bununla beraber, gıda israfı yapmayacağız, suyu hasat edip ve arıtıp yeniden kullanacağız, atıkları kaynak yapıp döngüsel ekonomiye katılmasını sağlayacağız” dedi.
Sürdürülebilir Kampüs Hedefi
Araş. Gör. Dr. Dağlıoğlu, “Biz Merkez olarak; üniversitemizin stratejik hedefleri doğrultusunda tüm çalışmalarımızı ‘Sürdürülebilir Kampüs’ olmak hedefiyle yapıyoruz. Üniversiteler bildiğiniz gibi toplumu yetiştiriyor ve siz bölümü her ne olursa olsun çevre, atık, sürdürülebilirlik kavramlarını bilen ve saygı duyan bireyler mezun ettiğinizde aslında toplumu bu yönde inşa etmiş oluyorsunuz. Bu nedenle ÇEVMER olarak var gücümüzle eğitim, sosyal sorumluluk projeleri ile önce öğrencilerimizde farkındalık yaratmak istiyoruz. Diğer yandan bu sene ilk 100’e girmenin mutluluğunu yaşadığımız Greenmetric- Dünya Yeşil Üniversiteler sıralaması çalışmalarımız arasında en önde gelmekte ve bu sene Rektörümüz sayın Prof. Dr. Necdet Budak’ın destekleriyle Greenmetric Ulusal Çalıştayına ev sahipliği yapmanın heyecanını taşıyoruz. Sıfır Atık Projesi kapsamında farkındalık çalışmaları yapıyor, personel ve öğrencilerimiz eğitiyoruz. Yine Karbon Ayak İzi konusunda ise şu anda iki adet 1001 projemiz devam ediyor. Ege Üniversitesinin çevresel baskılarının farkında olarak etkimizi en aza indirmeyi hedefliyoruz” dedi.