EÜ’de “Selefi-Cihatçı Örgütler ve Türk Dünyası” paneli düzenlendi
Umut Tekbıçak – Mustafa Kaya- Özlem Altıntepe
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü (TDAE) tarafından “Selefi-Cihatçı Örgütler ve Türk Dünyası” başlıklı bir panel düzenlendi. Başkanlığını TDAE Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit’in yaptığı panelde konuşmacı olarak Akdeniz Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Yakıt, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hilmi Demir yer aldı. TDAE Konferans Salonunda düzenlenen panele; EÜ Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Timuçin Gençer, Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Dönmez, Birgivi İslami Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Ferda Beytekin, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Panelin açılışında konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Nadim Macit, Türk dünyasının kalbi olan Türkistan coğrafyasında Selefi-cihatçı örgütlerin etki alanına sahip olduğunu ifade etti. Bu örgütlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği açısından da büyük önem arz ettiğini söyleyen Prof. Dr. Macit, “Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü olarak Türkiye ve Türk dünyasının güvenliğini önemsiyoruz. Bu kapsamda bilimsel etkinliklerle katkı sunmaya çalışıyoruz. İslâm dünyasının akıl ve bilim yolunda ilerlemesinin kendi medeniyetinin var olması açısından büyük önemi vardır” dedi.
“Selefi örgütler İslam dünyası için tehlike arz ediyor”
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan, Selefiliğin tanımlanması en zor dinî akımlardan biri olduğunu söyledi. Selefiliği en genel şekilde “İslâm’a karşı İslâm” olarak tanımlayan Prof. Dr. İşcan, bu örgütlerin Türk dünyası ve İslâm için tehlike arz ettiğine dikkat çekti. Türk dünyası içerisinde Selefi hareketlerin kökenlerine değinen Prof. Dr. İşcan, dinî radikalliğin kökenlerinde Arap sosyolojik kültürünün ve Osmanlı siyasî düşüncesinin yer aldığını söyledi.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hilmi Demir ise, Türkiye’nin özellikle Suriye ile sahip olduğu uzun sınır hattı ve mevcut siyasî karmaşa sebebiyle riskli bir konumda bulunduğunu ifade etti. Dünyada ideolojilerin bittiğinin düşünüldüğü bir dönemdeki boşlukta radikalizmin İslâm üzerinden yükselişe geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Demir, gelecek vizyonlarının bu gerçeklikten uzak şekilde planlanamayacağını, Türkiye’nin ve Türk dünyasının Selefi-cihatçı örgütler konusuna dikkat etmesi gerektiğine değindi. Prof. Dr. Demir, “SSCB’nin 70 yıl boyunca yaptığı toplum mühendisliği aksi bir etki yarattı, 90 sonrasında bağımsızlığını kazanan Türk devletleri, dinî bakımdan bir boşlukta kaldı ve buradaki boşluklara radikal örgütler nüfuz etti. Modern dünyanın gelenekten yoksun durumu, Selefilik ve radikalizmin yerleşmesinde ve yayılmasında önemli bir etkendir” diye konuştu.
“Kur’an’daki ayetler yanlış yorumlanıyor”
Akdeniz Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Yakıt, Kur’an’ın dilinin çoğunluk tarafından doğru anlaşılamadığını, bu sebeple ayetlerin yanlış yorumlandığını ifade etti. Prof. Dr. Yakıt, Selefi-cihatçı örgütlerin de bu yanlış yorumlamaları kendi ideolojilerine uygun şekilde kullandığını ifade ederek, bu örgütlerin İslâm’ın en temel kaidelerini dahi anlayamadıklarına dikkat çekti. Prof. Dr. Yakıt, “Selefi örgütler, Kur’an’daki cihat ayetlerini yanlış yorumluyor, bu yorumlar bilinçli olarak ideolojik bir çatışma sebebi hâline getiriliyor” dedi.
Panelin ardından Prof. Dr. Nadim Macit; panelde konuşmacı olarak yer alan Prof. Dr. İşcan, Prof. Dr. Yakıt ve Prof. Dr. Demir’e “Teşekkür Plaketi” takdim etti.