EÜ’de “21.Yüzyılda Ekonomi, Politika ve Teknolojide Asya Rönesansı” sempozyumu sona erdi
Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü koordinesinde ve Buhara İnovasyon Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen “21.Yüzyılda Ekonomi, Politika ve Teknolojide Asya Rönesansı” sempozyumu sona erdi.
EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda iki gün süren sempozyum açılışı ve yüz yüze oturumları gerçekleştirildi. Sempozyumun açılışına Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, Buhara Inovasyon Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mansur Yodgorov, emekli bürokrat ve yazar Ferit Apaydın, Sempozyum Düzenleme Kurulu Eş Başkanı Doç. Dr. Hamit Özman, akademisyenler, uzmanlar, araştırmacılar ve öğrenciler katıldı. Programın açılışına Buhara Inovasyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Dilnoz Ruziyeva ise online olarak katıldı.
Programın açılışında konuşan Sempozyum Düzenleme Kurulu Eş Başkanı Doç. Dr. Hamit Özman, 19. yüzyılın İngiltere’nin hâkimiyetinde olan bir yüzyıl olduğunu, 20. yüzyılın ise ABD’nin egemen olduğu bir dönem olduğuna vurgu yaparak başladığı konuşmasında, 21. yüzyılın ise “Asya Yüzyılı” olabileceğini ve bunun ön işaretlerinin de giderek daha belirgin bir şekilde görüldüğünü belirtti. Son dönemde birçok Asya ülkesinde, ekonomi, iç-dış siyaset ve teknolojide önemli dönüşümler yaşandığını ve satın alma gücü olarak bakıldığında Asya’nın küresel ölçekte payının yüzde 55-60’lara yaklaştığını ifade eden Doç. Dr. Hamit Özman, artan bu ekonomik gücün aynı zamanda politik bir gücü de beraberinde getirdiğine işaret etti. Sempozyumda Batı ile Asya arasındaki güç dengelerini ve artan rekabeti konuşup tartışacaklarını ifade eden Doç. Dr. Hamit Özman, sempozyum kapsamında sekiz ülkeden toplamda seksen iki akademisyen ve uzmanın bildiri sunacağını, katılımcıların yüzde 47’sinin yurt içinden, yüzde 53’ünün ise yurt dışından olduğunu belirtti.
“Dil öğretmek hayat öğretmektir”
Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’nün altı anabilim dalında lisansüstü programları olan bir kurum olduğunu ve ayrıca bünyesinde TÖBİR’i (Türkçe Öğretim Birimi) barındırdığını belirtti. Dilin hem iletişim hem diyalog olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nadim Macit, dilin aynı zamanda bir toplumun nesnel gerçekliğini ortaya koymak için en önemli unsur olduğunu belirterek “Dil öğretmek hayat öğretmektir. Bu düşünceyle TÖBİR’i hem nitelik hem de yeni teknolojik imkânlarla Avrupa standartlarına ulaştırdık” diye konuştu. Akademik anlamda son altı yıl içerisinde 60’ın üzerinde geniş tabanlı uluslararası sempozyum yaptıklarını belirten Prof. Dr. Nadim Macit, konuşmasında Türk dünyasının ve Türkiye’nin yeniden varoluşunun ve yükselişinin, ilmi esaslara dayalı beşerî etkinliğin bütün ünitelerinde değer üretmekle mümkün olduğuna işaret etti. “Kuvvetli olmak haklı olmakla alakalıdır” diyerek medeniyetimizin temeli olan hakkı ve hukuku üstün tutmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Nadim Macit, “Bu memlekete, bu milletin tarihsel değerlerine, kültürel değerlerine atıf yaptığınız zaman değer ürettiğimiz zaman var olacağız” diye konuştu.
“Asya ülkelerinin karşılaştığı fırsatları ve zorlukları değerlendireceğiz”
Buhara İnovasyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Dilnoz Ruziyeva, “Bugün burada Asya’nın küresel ekonomik güç olarak büyümesiyle birlikte yaşadığı dönüşümü ve bölgenin geleceğini şekillendiren faktörleri tartışmak için bir arada olduklarını ifade etti. Prof. Dr. Dilnoz Ruziyeva, sempozyumun bu Rönesans’ın dinamiklerini özellikle Asya ülkelerinin karşılaştığı fırsatları ve zorlukları daha iyi anlamaya yönelik olduğunu belirterek bilim insanları olarak bu dönüşümün gerçekleştirilmesinde ilk adımları attıklarına inandığını belirtti. Sempozyumun bu önemli ve değerli adımların bir parçası olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dilnoz Ruziyeva, “Asya’nın yükselişini karakterize eden iş birliği ve yenilik ruhunu benimseyerek bölgemiz için daha refah dolu ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edebiliriz” dedi.
“21. yüzyıl Türk Dünyası Yüzyılı olacak”
Emekli bürokrat ve yazar Ferit Apaydın, “Asya Rönesansı” kavramını, Asya ülkelerinin kültürel, ekonomik ve siyasi güçlerini yeniden şekillendirme çabaları şeklinde tanımladığı konuşmasında, 21. yüzyılın “Türk Dünyası Yüzyılı” olacağına içtenlikle inandığını belirterek, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin Asya’nın giderek artan ve daha geniş bir coğrafyaya yayılan jeopolitik ve ekonomik öneminin artışına tanıklık etmekte olduğunu ifade etti. “Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi”nin, Türk devletlerinin gelecekteki hedeflerini belirlemek amacıyla oluşturulmuş bir strateji olduğunu ve Türk devletlerinin, bu vizyon kapsamında eğitim, bilim, teknoloji, ticaret ve enerji gibi alanlarda ortak projeler geliştirerek güç birliği oluşturmayı hedeflediğini belirten Ferit Apaydın, bu vizyona büyük bir bağlılıkla inanan Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü koordinesinde ve Özbekistan Buhara İnovasyon Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilmekte olan sempozyumun Türk Dünyasının “2040 Vizyonu”nda yer alan eğitim ve bilim alanındaki hedeflerine önemli bir katkı sunacağını söyledi. Asya merkezli yoğunlaşan ticari, iktisadi, teknolojik ve siyasi ağların çok kutuplu ve yeni bir dünya düzenini işaret etmekte olduğuna vurgu yapan Ferit Apaydın, “Asya’nın bu yükselişi sadece bölge güçleri için değil, tüm dünya için belirleyici bir faktör olmaya devam edecektir. Türk dünyasının bu tarihsel fırsatı değerlendirerek global alanda aranan daha görünür ve etkili bir aktör haline gelmesi, Asya’nın geleceğinde önemli bir yer tutacaktır” diye konuştu.
Açılış konuşmalarından sonra sempozyum, Ege Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Karatay, Buhara İnovasyon Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mansur Yodgorov ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Attila Acar’ın bildirilerinin yer aldığı ilk oturumla başladı. Program, akademisyen ve uzmanların yer aldığı diğer yüz yüze oturumlarla devam etti.