Ege’de pandemi sonrası sağlıklı yaşam sempozyumu
Ege Üniversitesi (EÜ), Yeşilay, EÜ Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü ile EÜ Genç Yeşilay Öğrenci Topluluğu iş birliğinde düzenlenen “Sağlıklı Yaşam Sempozyumu”nda pandemi sonrası ruhsal açıdan iyi olunması için neler yapılabileceği konuşuldu. “İyi oluş” temalı sempozyumda konuşan EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “İyi oluş anlayışının farkında ve bilincinde olmak, en az bağımlılığa yol açan unsurların anlaşılması kadar etkilidir” diye konuştu.
Ege Üniversitesi (EÜ), Yeşilay, EÜ Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü ile EÜ Genç Yeşilay Öğrenci Topluluğu iş birliğinde, “İyi oluş” temasıyla “Sağlıklı Yaşam Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmalarını EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ve Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk yaptı. Bağımlılığın, toplum ve birey sağlığını pek çok açıdan tehdit eden çok boyutlu bir konu olduğuna değinen Rektör Budak, bağımlılıkla mücadelenin başarısının, konunun yalnızca tek yönünün değil tüm yönlerinin hassasiyetle ele alınmasına bağlı olduğunu söyledi. “İyi oluş” anlayışının farkında ve bilincinde olmanın, en az bağımlılığa yol açan unsurların anlaşılması kadar etkili olduğunu dile getiren Rektör Budak, “Bu anlayışın kavranmasında Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tanımı bizlere önemli bir kılavuz sağlıyor. Buna göre sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam bir iyilik halini ifade ediyor. Burada kullanılan sosyal yönden tam iyilik hali ifadesi, bireylerin sağlıklı sosyal yaşantıları olması anlamına geliyor” dedi.
“Bağımlılığa karşı verdiğimiz mücadeleyi güçlendirdik”
Teknoloji bağımlılığının sağlıklı sosyal yaşantı anlayışını tehdit eden yeni bir bağımlılık türü olduğunu ve bununla mücadele etmek durumunda kalındığına dikkat çeken Rektör Budak, “Özellikle genç nesillerimizin, teknolojinin hayatımıza kattığı yeni dinamikleri yönetme konusunda başarılı olamadığını üzülerek görüyoruz. İçinde bulunduğumuz bilgi çağını, teknolojinin yanlış kullanımı nedeniyle dezenformasyon çağına dönüştürme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla özellikle gençlerimizi, teknolojinin doğru ve etkili kullanımı konusunda bilinçlendirmemiz son derece kritik bir önem arz ediyor. Mesleğinde başarılı; bilime, ülkesine ve insanlığa katkı sunan bireyler yetiştirmenin ön koşulunun öncelikle bedenen ve ruhen sağlıklı bireyler yetiştirmek olduğuna inanıyoruz. Bağımlılıkla mücadelede, bağımlılığa yol açan faktörlerin anlaşılması ve bu unsurların ortadan kaldırılmasında ciddi sorumluluklar üstleniyoruz. Üniversitemiz bugüne dek bağımlılıkla mücadele alanında pek çok ilke imza attı. Özellikle son 3 yılda gerçekleştirdiğimiz faaliyetler sonucunda yeşil ve dumansız bir kampüsle öğrencilerimizi kucakladık, bağımlılığa karşı verdiğimiz mücadeleyi güçlendirdik ve yeniden yapılandırdığımız spor kulübümüzle her genci spor yapmaya teşvik ettik. Sağlıklı bir yaşam ve bağımlılıkla mücadele konusunda öncü kuruluşlardan biri olan ve ilkeleriyle bizlere de yol gösteren Yeşilay’a kampüsümüzde bir Danışmanlık Merkezi kurması için Yeşil köşk binamızı tahsis ettik. YEDAM, bağımlılık alanında uzman kadrosu ile bağımlı birey ve ailelerine psikolojik ve sosyal hizmet desteği sağlıyor. Bundan sonraki süreçte de gerek Yeşilay ile gerek farklı paydaşlarla iş birliklerimizi genişletmeye, bağımlılığa karşı daha güçlü nesiller yetiştirmek için gayret göstermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“Sağlıklı yaşamı önceliyoruz”
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, cemiyetin tarihsel sürecine ilişkin bilgiler de verdiği konuşmasında, dünyada bağımlılıkla mücadele eden sivil toplum kuruluşlarından Yeşilay’ın en büyük farkının gelişen süreç içinde kendisini sürekli yenilediğini ve bilimsel olarak bağımlılıkla ilgili tanımlanan bütün alanlarda hizmet verdiğine dikkat çekti. Ege Üniversitesinin her anlamda kendilerine önemli destekler verdiğini söyleyen Prof. Dr. Öztürk, “Başta Rektör hocamız olmak üzere bizlere destek veren tüm hocalarımıza ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum. Yeşil köşkteki merkezimiz, bağımlılıklarla mücadelede tüm İzmir’e hizmet veren bir merkezimiz. Çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve çalışmalarını yürütüyor. Bağımlılıklarla mücadele aslında insanlık tarihi kadar eski bir mücadele, dünyada her ülke bu problemle karşı karşıya. Halk sağlının önündeki en büyük tehditlerden de birisi. Bizler yaptığımız tüm çalışmalarda kanıta dayalı bilimsel temelli tamamen faydaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Çalışmalarımızdan biri önleme ve eğitim diğeri ise psikososyal destek verdiğimiz Ege Üniversitesi Yeşil köşkte olduğu gibi Yeşilay Danışmanlık Merkezidir. Bağımlılıkla mücadelede tüm kurumlar senkronize bir şekilde çalışmak zorunda ki başarılı olabilelim. Pandemi sürecinde evde kalınması nedeniyle özellikle çocuklar üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkmaya başladı. Bilinçlendirme ve müdahale anlamında adımlar atmamız gerekiyor. Öncelikli olarak ebeveynleri eğitmemiz gerekiyor, çünkü çocuklar daha iki yaşından itibaren tablet ve telefonlara maruz kalıyor. Ebeveynlere sağlıklı teknolojinin kullanımına yönelik eğitimler vermeliyiz. Yeşilay olarak daha anasınıfından itibaren teknolojinin kullanımına yönelik eğitimler veriyoruz. Temel amacımız sağlıklı yaşamı öncelemektir” dedi.
“Gençlerin, teknolojinin müşterisi değil, yaratıcısı olması hedeflenmelidir”
Etkinlikte Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü (EGE BATI) Müdürü Prof. Dr. Zeki Yüncü, hem enstitünün çalışmaları hakkında bilgiler verdi hem de sağlıklı teknoloji kullanımı ile ilgili bir sunum yaptı. Pandemi sonrası ruhsal açıdan nasıl iyi olunacağını tasarladıklarını söyleyen Prof. Dr. Yüncü, “Sempozyumda, pandemiden çıkış sonrası nasıl iyi olacağımızı tartıştık. Özellikle bu dönemde gençler ve üniversite öğrencileri eğitimlerini uzaktan eğitimle gerçekleştirdi. Uzaktan eğitimle ile ilgili yaşanan sıkıntıları ve teknoloji bağımlılığı gelişmemesi için nelere dikkat etmemiz gerektiğini değerlendirdik. Sosyal dayanışma sistemlerini sağlam tutmamız gerekiyor. Gençlerin mutlaka ders dışı etkinliklerini iyi planlamaları gerekiyor. Özellikle çok küçük yaşlarda altı yaşa kadar teknolojik aletlerin çocuklar tarafından kullanılmaması gerektiğini öneriyoruz. Diğer dönemlerde ise yalnızca ihtiyaç merkezli olarak bu teknolojik aletlerin kullanılması gerekir. İlerleyen yaşlarda da yani ergenlik dönemi ve üniversite çağındaki gençlerin hobi amaçlı teknoloji kullanımı yaratıcı uygulamalarla desteklenmelidir. Gençlerin teknolojinin müşterisi değil, yaratıcısı olması hedeflenmelidir. Çünkü önümüzdeki dönemde, teknolojik aletlerin kullanım felsefesini kavrayan bireyler hayatta daha başarılı olacaktır” diye konuştu.
İki gün süren sempozyumda, EÜ öğretim üyeleri Prof. Dr. Tezan Bildik, Çocuk Sağlığı; Prof. Dr. Bülent Kayahan, Erişkin Ruh Sağlığı; Doç. Dr. Görkem Yararbaş, Sigarasız Yaşam; Doç. Dr. Fırsat Sarsar ise Uzaktan Eğitim konularında sunum yaptı. Yine EÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Serap Anette Akgür, Güvende Yaşam; Doç. Dr. Yusuf Kurtulmuş, Biyokimyasal Denge; Veysel Durak, Beden Dili; Fatma Sevda Ulusoy ise Sağlıklı Yaşam İçin İyi Beslenme konularında katılımcıları bilgilendirdi. Sempozyumda EÜ Genç Yeşilay Öğrenci Topluluğu Başkanı Tolga Uçar ise topluluk etkinliklerini katılımcılara anlattı.