Rektör Budak, “Balkanlar bizim için emanettir ve bize emanettir”
EÜ’de “I. Uluslararası Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Sempozyumu” gerçekleştirildi
Rektör Budak, “Balkanlar bizim için emanettir ve bize emanettir”
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü tarafından Türk Dil Kurumu ve Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi (BALTED) iş birliği ile “1. Uluslararası Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Sempozyumu” düzenlendi.
Sempozyumun açılış konuşmalarını Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi Kurucusu Prof. Dr. Nimetullah Hafız, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Kurucu Müdürü Prof. Dr. Fikret Türkmen ve Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi Bilim ve Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa İsen yaptı.
Programın açılışında konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Bu etkinlik kapsamında çoğunluğu Balkan ülkelerinden olmak üzere 10 farklı ülkeden 56 saygın bilim insanının Balkan Türklerini konu edinen birbirinden değerli bildirilerini dinleyeceğiz. Ege Üniversitesi olarak Türk Dünyasının bir parçası olarak gördüğümüz Balkanların ve Balkan Türklüğünün bilimsel anlamda araştırılması ve incelenmesi noktasında tarihî bir sorumluluk duygusuyla hareket etmekteyiz. Balkanlar bizim için emanettir ve bize emanettir. Türk tarihinin, kültürünün ve medeniyetinin emanetidir. Tıpkı Kudüs gibi, Karabağ gibi, Doğu Türkistan veya Kırım gibi. Balkanlar gönül coğrafyamızın devamıdır. Yahya Kemal’in dediği gibi Türkçe’nin çekilmediği yer bize vatandır. Semerkand, Buhârâ, Taşkent, Bakü, Aşkabat, Kerkük, Tebriz bizim için ne ise; Gümülcine, Selânik, Kırcaali, Köstence, Üsküp, Kalkandelen, Prizren, Priştine, Drama, Yeni Pazar, Saraybosna, Şumnu da ‘o’dur. Balkanlar bizim için Gazi Hüsrev Bey Medresesinde ilimdir, tefekkürdür; Dobruca’daki Sarı Saltuk Tekkesinde irfandır; Vardar üzerinde köprümüz, Arda boyunda türkümüz, Deliorman’da pehlivanlarımızdır. Estergon’da kalemiz, Prizren’de camilerimizdir. Yahya Kemalle şiirimiz, şuurumuz; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile kurucumuzdur” dedi.
“Gönül köprülerimizi daha da güçlendirmeliyiz”
Türkiye’nin gönül coğrafyasıyla kucaklaşmaya başladığını vurgulayan Rektör Budak, “Koca Sinan gibi mimarlarımızın görkemli eserleriyle süslediği; Ayvaz Dede gibi gönül mimarlarımızın hoşgörü ve barış kültürünü taşıdığı bir coğrafyadan bahsediyoruz. Ecdadımızın yaklaşık beş asır boyunca yönettiği, dünyanın bu beş asrı Pax-Ottomana (Osmanlı Barışı) olarak adlandırdığı coğrafyanın adıdır Balkanlar. Bugün gururla görüyoruz ki gelişen Türkiye, gönül coğrafyasıyla, Balkan Türk kültür coğrafyasıyla tekrar kucaklaşmaya başlamıştır. Balkanların dört bir yanına inşa ettiğimiz köprüler gibi, manevi olarak işlevini sürdüren gönül köprülerini de güçlendirmeliyiz. Balkanlarda yaşayan Türk dili ve edebiyatı da bizim için bu köprülerden en önemlisidir. Genelde Balkan ülkeleri, özelde ise Balkan Türkleri ile olan temaslarımız her geçen gün artarak devam etmektedir. Ege Üniversitesi olarak, Balkanlar ve Balkan Türklüğüne gösterdiğimiz özel önemin neticesinde, bilimsel etkinliklerle bu görevimizi akademik platformda gerçekleştirmenin gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.
“Enstitümüz, Balkan araştırmaları alanında öncü rolü üstleniyor”
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’nün Balkan araştırmaları alanında gerçekleştirdiği akademik çalışmaların, enstitünün bu alanda üstlendiği öncü rolü ortaya koyduğunu vurgulayan Rektör Budak, “Sözlerimin sonunda sizlerle sanal ortamda da olsa bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Salgın şartlarında bu yıl birincisini çevrimiçi gerçekleştirdiğimiz etkinliği gelecek yıllarda yüz yüze yapmaktan ve Balkan Türkolojisinden siz değerli bilim insanlarını İzmir’de ağırlamaktan memnuniyet duyarız. Bugün Anadolu’nun her köşesinde Balkanlardan gelen muhacir kökenli insanlarımız vardır. Şehrimiz İzmir de bu anlamda bir Balkan muhaciri şehridir. Aile kökenleri Balkanlar’dan Anadolu’ya göç etmiş bir muhacir evladı olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Türk’ün gölünde dağ varsa Balkan’dır, nehir varsa Tuna’dır, ova varsa Vardar’dır. Değerli katılımcılar, sözlerimi noktalarken sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen bütün mesai arkadaşlarıma tebriklerimi ve teşekkürlerimi iletiyorum. İki gün devam edecek olan sempozyumun başarılı geçmesini diliyorum” dedi.
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ise I. Uluslararası Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Sempozyumunun, Balkan coğrafyasının dili, edebiyatı ve kültürü üzerine düzenlenen önemli bir toplantı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Gülsevin, Türk Dil Kurumunun da Balkan coğrafyasıyla ilgili birçok çalışma yürüttüğünü vurguladı. Türk Dil Kurumunun Balkan dilleri üzerine pek çok sözlük yayımladığını belirten Prof. Dr. Gülsevin, yapılan toplantılarda sunulan bildirilerin bir kısmının da kitap hâline getirildiğini aktardı.
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, Türk Dünyasının bütün sorunlarıyla ilgili entelektüel ve akademik vizyon oluşturan çalışmalarını sürdürdüklerini ve bu kapsamda birincisi gerçekleştirilen ‘Uluslararası Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Sempozyumu’nun 2021 yılında enstitü olarak planladıkları on sempozyumdan üçüncüsü olduğunu belirtti. Türk Dünyasını sadece dil ve edebiyat perspektifinden değil, tarih, sanat, sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkiler olmak üzere bir bütün olarak ele aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Macit, bu sempozyumun Türk Dünyası Edebiyatları Anabilim Dalının üstlendiği bir faaliyet olarak dil ve edebiyat alanında yoğunlaştığını dile getirdi. Konuşmasında, Balkanlardaki Türk varlığının kadim geçmişine vurgu yapan Prof. Dr. Nadim Macit, Osmanlı yönetimi ile birlikte Balkanlarda Türklüğün bilim, kültür ve sanat merkezleri oluşturduğunu ifade etti. Rumeli’nin aynı zamanda Türk modernleşmesinin öncü isimlerine ev sahipliği yaptığını da dile getiren Prof. Dr. Macit, enstitü olarak akademik seviyede gerçekleştirdiğimiz Balkan çalışmalarında Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak’ın özel ilgisini ve desteğini her zaman yanlarında gördüklerini belirtti ve bu konuda kendilerine teşekkürlerini ifade etti.
“Balkan Türkologları Ege Üniversitesi’nde buluştu”
Sempozyumun kapanış oturumunda konuşan düzenleme kurulu Eşbaşkanı EÜ Türk Dünyası Edebiyatları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Atıf Akgün, Ege Üniversitesi’nin ev sahipliğinde bir araya gelen Balkan Türkologlarını, geniş bir katılım ve akademik bir seviye ile buluşturduklarını ifade etti. “Balkanlarda Türkçe Eğitim”, “Klasik Ve Çağdaş Dönem Türk Edebiyatları”, “Türk Dili”, “Türk Halk Kültürü” konulu sempozyum oturumlarının yönetimini özellikle muhtelif Balkan üniversitelerindeki Türk dili ve edebiyatı bölüm başkanlarının gerçekleştirdiğini ifade eden Doç. Dr. Akgün, sempozyumda konunun uzmanları tarafından değerli görüşlerin paylaşıldığını ve farklı bakış açılarıyla çeşitli fikirlerin ortaya konulduğu belirtti. Doç. Dr. Akgün, sempozyumun tespitleri ve bulguları ile bu alanda önemli katkılar sunduğunu ve gelecek yıllarda tekrarlanması noktasında tüm katılımcılarda ortak bir beklenti oluştuğunu dile getirdi.
Doç. Dr. Atıf Akgün Ege Üniversitesi çatısı altında bir araya geldikleri Balkanlı akademisyenler ile uzun vadede işbirliklerinin devam edeceğini; İzmir’in tarihten gelen bağlarıyla Balkanlar ile sıkı ilişkileri olduğunu ifade etti. Bu tarihî misyona uygun şekilde gerçekleştirilen sempozyumun düzenlenmesinde Ege Üniversitesi ve Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü yönetiminin desteğinin en önemli katkıyı sunduğunu ifade eden Doç. Dr. Akgün, bu sempozyumun paydaşlarından biri olan (BALTED) Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi’nin de Ege Üniversiteli akademisyenler tarafından yayınını sürdürüyor olmasının önemine vurgu yaptı. Doç. Dr. Akgün, Ege Üniversitesi olarak bu alandaki çalışmaların aranılan ve takdirle izlenen bilimsel çatısı olmaya devam edeceklerini belirtti.