Doç. Dr. Akçam, “Dünyada her yıl yaklaşık 1,5 milyon kişi akciğer kanserine yakalanıyor”
Akciğer kanserine dikkat çekmek ve akciğer kanseri konusunda farkındalığın oluşturulması amacıyla dünyada her yıl “17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” kapsamında çeşitli faaliyetler düzenleniyor. Erkek ve kadınlarda ölüme en çok neden olan kanser türlerinden biri olan akciğer kanserinde erken teşhisin önemine vurgu yapan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tevfik İlker Akçam, akciğer kanseri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Doç. Dr. Akçam, erken tanının ve akciğer kanseri konusunda toplumsal farkındalık oluşturmanın önemli olduğuna değindi.
Akciğer kanserinin, hava yolları veya akciğer dokusunda bulunan hücrelerin kontrolsüz şekilde büyümesi, bölünmesi ve DNA yapılarının bozulması nedeniyle oluştuğunu belirten Doç. Dr. Akçam, “Dünyada her yıl yaklaşık 1,5 milyon kişi akciğer kanserine yakalanmakta ve bir o kadarı hayatını kaybetmektedir. Bu sayı meme, kalın bağırsak ve prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitiren hastalardan daha fazladır. Bu sayının yükselmesinde, artan hava kirliliği, sigara kullanımı, endüstri ve sanayinin oluşturduğu zararlar, otomobil sayısındaki artış, dünya çapında görülen yaygın akciğer enfeksiyonları, kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) görülme oranının artışı da sorumludur. Sadece sigara içmek değil, pasif sigara içiciliği denilen sigara dumanına maruz kalma da bu kansere yol açabilmektedir. Yine sigara ile birlikte diğer tütün mamullerinin kullanımı da (nargile, pipo, vb.) akciğer kanserine neden olabilmektedir” diye konuştu.
Akciğer kanserinde en etkili tedavi yolunun ameliyat olduğunu ancak ameliyatın ileri evre hastalarda uygulanan bir yöntem olmadığını söyleyen Doç.Dr. Akçam, “Bunun yerine ileri evre hasta grubunda kemoterapi, radyoterapi (ışın) ve immunoterapi (bağışıklık sitemini güçlendirici tedavi) tedavileri tercih edilmektedir. Bazı özel hasta gruplarında cerrahi tedavi ile diğer tedaviler kombine edilerek hastalara uygulanabilmektedir. Bu tip tedavilerin sağ kalıma etkisinde yaş, sigara öyküsü, beslenme, fiziksel durum gibi hastaya ait faktörler, hastalığın evresi ve alt tipi önem kazanmaktadır” diye konuştu.
“Koruyucu önlemler ve erken tanı son derece önemli”
Doç. Dr. Akçam, tedavide en önemli unsurun hastalığın evresi olduğunu belirterek, “Akciğer kanseri genellikle ileri evreye gelinceye kadar belirti vermeyen bir hastalıktır. Maalesef hastaların, dörtte üçü tanı aldığı sırada ileri evre yani metastaz (yayılım) meydana gelmiş grupta yer alıp, cerrahi şansını yitirmiş olmaktadır. Bu aşamada beş yıllık yaşam beklentisi üzücü olarak düşüktür. Bu sebeple akciğer kanserinden koruyucu önlemler, akciğer kanserinin erken tanı, tedavi, tipi ve evresi konusunda yapılan yaklaşım ve araştırmaların ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Akciğer kanserinin kontrolü için spesifik bir kan testi olmamakla birlikte, her yıl çekilecek bir akciğer grafisi erken teşhis için hayati önem arz etmektedir” dedi.