Prof. Dr. Budak “Milli Marşımız bir asırdır kalbimizde yaşıyor”
EÜ’de “Kabulünün 100. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” paneli
Prof. Dr. Budak “Milli Marşımız bir asırdır kalbimizde yaşıyor”
İstiklal Marşının kabulünün 100’üncü yılı dolayısı ile Ege Üniversitesinde “Kabulünün 100. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” başlıklı panel düzenlendi. Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panele EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üniversite üst yönetimi, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Moderatörlüğünü Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Ayönü’nün yaptığı etkinliğe konuşmacı olarak; EÜ emekli öğretim üyesi araştırmacı yazar Prof. Dr. Ömer Faruk Huyugüzel, EÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fazıl Gökçek ve Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Sabahattin Çağın yer aldı.
Etkinlik, saygı duruşu ve EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarının 100’üncü yıla özel olarak seslendirdiği İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Anlam yüklü bir günü yaşadıklarını belirten Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “12 Mart 1921 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde büyük bir coşkuyla kabul edilen Milli Marşımız, ulusumuzun en değerli hazinelerinden biri olarak tam bir asırdır kalbimizde yaşıyor. Her satırını coşku ve gururla söylediğimiz bu eser, ülkemizi hürriyetine kavuşturan milli mücadele ruhunun, Türk milletinin istikbal ve istiklaline, Cumhuriyetimizin değerlerine olan bağlılığının en kıymetli sembolüdür. Bu eseri, milletimizin gönlündeki din, vatan, millet ve hürriyet ateşini harlayarak ulusumuzun en zor yıllarında güç kazanmasını sağlayan Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’a borçluyuz. Milli mücadele yıllarında Anadolu’yu karış karış gezerek, fikir ve eserleriyle cephedeki Mehmetçiğe umut olan Mehmet Akif’in ideallerine olan bağlılığı, vatan ve milletine olan inancından öğrenmemiz gereken çok şey var” dedi.
“Bu kutsal vatana ve tarihimize ilelebet sahip çıkacağız”
Prof. Dr. Budak, “Ege Üniversitesi ailesi olarak, Mehmet Akif’in dizeleriyle yüreğimize işlediği vatan sevgisine, bu kutsal vatana ve tarihimize ilelebet sahip çıkacağız. Milli marşımızın bizlere anlattığı ruhu, yüreğimizde canlandırdığı coşkuyu bizden sonraki kuşaklara da tüm canlılığıyla aktaracağız. Biliyoruz ki, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Türk milletinin şanlı mücadelesiyle kazanılan ve bizlere emanet edilen tüm değerlere sadece sahip çıkmamız yeterli değildir. Bizler cephede mermi taşıyan anaların torunları, vatanı için tereddütsüz canını feda eden ataların çocukları olarak devraldığımız eseri daha da güçlendirmeliyiz. Benzersiz kahramanlık hikayeleriyle yazılan tarihimiz, hayat boyu bizlere yol gösterecek en değerli rehberdir. Ülkemizi her alanda hak ettiği noktaya taşımak için vatanına, milletine ve bayrağına bağlı; aynı zamanda araştıran, sorgulayan, öğrenen ve ülkesi için üreten genç nesiller yetiştirmeye devam edeceğiz. Bu anlamda, Egeli gençlerin Mehmet Akif’i ve eserleriyle bizlere aktardığı değerleri anlamalarına, öğrenmelerine önem veriyoruz. Her yıl düzenlediğimiz anma etkinlikleriyle kampüsümüzde bu bilinci korumaya ve Mehmet Akif Ersoy’u yaşatmaya devam edeceğiz. İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yıl dönümünde, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını ve vatanımız için canını feda eden tüm şehitlerimizi şükran ve rahmetle anıyorum” diye konuştu.
“Akif, inandığı gibi yaşayan bir şairdir”
Toplumun büyük bir kesiminin Mehmet Akif’i yalnızca İstiklal Marşı’nın yazarı olarak bildiğini söyleyen Prof. Dr. Yusuf Ayönü, “Toplumumuz, Mehmet Akif’in 63 yıllık hayatı ve farklı yönleri ile ilgili maalesef çok fazla bilgiye sahip değil. Genel olarak baktığımızda Mehmet Akif Ersoy; veteriner hekimlik, öğretmenlik, vaizlik, hafızlık ve ilk mecliste Burdur Milletvekili olarak siyasetçi gibi vasıflara sahipti. Bu yönlerinin dışında karakteriyle, seciyesiyle ön plana çıkan; dürüst, Hak aşığı bir insandı. Mehmet Akif, inandığı gibi yaşayan, yaşadıklarını da şiirlerinde anlatan biriydi. Ömrü maddi anlamda sıkıntılarla geçmesine karşın, İstiklal Marşı yarışmasında verilen ödülü kabul etmeyip, marşı milletimize armağan etmişti. Kuran-ı Kerim’in tefsirini yapacak kadar Arapça ve Kuran bilgisine sahipti. Ben, tüm öğrencilerimize Mehmet Akif’in hayatını okumalarını ve farklı yönlerini öğrenmelerini tavsiye ediyorum” dedi.
Konuşmaların ardından “Kabulünün 100. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” paneli başladı. İlk konuşmacı olarak söz alan EÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fazıl Gökçek, Mehmet Akif Ersoy’un şiirleri ve İstiklal Marşı’nın yazılış süreci hakkında bilgiler verdi. Prof. Dr. Gökçek, Mehmet Akif’in o dönemde rüştünü ispatlamış bir şair olduğunu ve İstiklal Marşı’nın yazılmasının dönemin Maarif Vekili tarafından hususen Mehmet Akif’ten rica edildiğini söyledi. Gökçek, “Mehmet Akif yalnızca şair değil, toplumsal ve siyasal meselelerin içinde aktif rol alan bir isimdir” dedi.
“20. yy Türk şiirinin en büyük temsilcileri arasında yer aldı”
Panelin bir diğer konuşmacısı EÜ emekli öğretim üyesi araştırmacı yazar Prof. Dr. Ömer Faruk Huyugüzel ise Mehmet Akif’in hikayeci tarafı ve manzum hikayeleri konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Mehmet Akif’in 20. yy Türk şiirinin en büyük temsilcileri arasında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Huyugüzel, “Mehmet Akif, diğer şairlerden farklı olarak içinde yaşadığı toplumun gerçeklerinden söz eden ve toplumun problemlerine çözüm arayan, hayalden uzak bir tarzı benimsemişti” diye konuştu. Prof. Dr. Huyugüzel, konuşması boyunca Mehmet Akif’in manzum hikayelerinden örnekler okudu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Sabahattin Çağın ise fikir akımları karşısında Mehmet Akif’in tavrı konusunda bir konuşma yaptı. Doç. Dr. Çağın, “Mehmet Akif, hem makalelerinde hem de şiirlerinde dönemin fikir akımlarına yer vermiştir. Akif, İslamcılık adını verdiğimiz fikir akımının temsilcilerinden biridir ve bu akımla en çok özdeşleşmiş kişidir. Şiirlerinin en fazla yakındığı husus kader ve tevekkül fikirlerinin yanlış anlaşılmasından doğan, İslam dünyasının içine düştüğü tembellik ve miskinliktir. İnsanın kendisini değersiz bir varlık olarak görmesinden şikâyetçidir. Toplumun eğitilmesine çok önem vermiştir” diye konuştu.