“Antikor testi yalancı bir güven hissi verebilir”
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Tıbbi Viroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Erensoy, gereksiz yere, doktor talebi olmaksızın ve uzmanları tarafından değerlendirilmeyen antikor testlerinin kişilerde kafa karışıklığı ve yanlış bir güven hissi oluşturabileceğine dikkat çekti. Aşılananların sayısının artmasıyla antikor testlerine de talebin arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Erensoy, antikor testi için kullanılan kitlerin henüz standardizasyonunun tamamlanmadığını ve bu testlerin sonuçlarına güvenerek hareket edilmemesi gerektiğini söyledi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Tıbbi Viroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Erensoy, Covid-19 pandemisinin ağırlaştığı bugünlerde, mikrobiyolojik tanı testlerinin doğru kullanılması, doğru şekilde yorumlanması ve testlerin doğru şekilde seçilmesinin salgın kontrolünde kritik önem taşıdığının altını çizdi. Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı da olan Prof. Dr. Erensoy, Covid-19 antikor testlerinin kontrolsüz ve uygun olmayan şekillerde yaygın olarak kullanılmaya ve yorumlanmaya başladığını söyledi.
“ANTİKOR TESTİ UYGUN OLMAYAN BİR ŞEKİLDE İLGİ ODAĞI HALİNE GELDİ”
Belirtili ya da belirtisiz Covid-19 hastalığını geçiren bir kişinin vücudunun virüse karşı spesifik antikor geliştirdiğini hatırlatan Prof. Dr. Erensoy, “Aynı zamanda aşı etkinliğinin merak edildiği bu dönemde, aşı yaptırdıktan sonra antikorlara baktırılması da ilgi odağı oldu. Ancak Covid-19 aşısından sonra bireysel karar vermek ve de yorum yapmak için antikor testlerinin yapılması önerilmemektedir” diye konuştu.
“YALANCI GÜVEN HİSSİ VEREBİLİR”
Bireysel olarak yaptırılan antikor testlerinin hem kafa karışıklığına neden olabileceğini, hem de test kitlerinde hala standardizasyon sorunu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erensoy, “Daha da önemlisi oluşan antikorların gerçek koruyuculuk düzeyi ve bunun ne kadar sürdüğü henüz kanıtlarla birlikte ortaya konmadı. Bu nedenle de kişilere yalancı bir güven hissi verebilir. Antikor test kitlerinin farklı performansları olabilir, çünkü hem virüsün hangi parçasına karşı antikorların bakıldığıyla ilişkili olarak, hem de yöntemlerin teknik özelliklerine göre değişiklikler olabilmektedir” dedi.
“TESTLER UZMANLAR TARAFINDAN YORUMLANMALI”
Tıbbın her alanında önceliğin zarar vermeme ilkesi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erensoy, tanı laboratuvarlarında da aynı sorumluluğun taşındığını, ortaya çıkan sonuçların uzmanı olmayan kişiler tarafından değerlendirilmesinin istenmeyen olaylara yol açabileceğine vurgu yaptı. Hızlı antikor testi yapan bazı kitlerin bulunduğunu, ancak bu kitlerin her zaman doğru sonuç veremeyebileceğini de ifade eden Prof. Dr. Erensoy, “Antikor testi sonucu pozitif çıksa da bu her zaman vücudun virüse karşı yeterli koruma sağladığı anlamına gelmez. Antikor testi yaptıran kişiyi yanıltabilir. O yüzden test seçimine ve kullanım alanına da konunun uzmanlarının karar vermesi önemli. ELISA temelli denilen ya da teknik olarak duyarlılığının daha yüksek olduğu bilinen yöntemlerin kullanılması tercih ediliyor. Hastalığı geçiren ya da aşı olan kişinin vücudun ürettiği antikor ancak 3 haftada yüksek seviyeye geliyor. En önemlisi bu testlerle ortaya çıkan antikor sonuçları, enfeksiyondan koruma konusunda birebir kesin kanıt değil” diye konuştu.
“SONUÇ NE OLURSA OLSUN KORUNMA ÖNLEMLERİNE DEVAM EDİLMELİ”
Enfeksiyondan koruyuculuğun belirlenmesinde asıl yöntemin, hücre kültüründe, virüsün hücrelere bulaşmasını önleyici antikorlar ya da koruyucu immun yanıtın olup olmamasına bakıldığı nötralizasyon adıyla ifade edilen yöntem olduğunu belirten Prof. Dr. Erensoy, “Ancak bu yöntem rutinde her laboratuvarda yapılabilen bir test değil. Ayrıca antikor testi yaptıran kişilerin sonuç ne olursa olsun virüse karşı tüm korunma yöntemlerine aynı şekilde uyması gerekiyor. Kişiler bireysel olarak antikor testi yaptırmamalı. Hekimlerin de Tıbbi Mikrobiyoloji uzmanlarıyla iletişim halinde tüm artısı eksisiyle, testler ve sonucun ne anlamlara gelebileceği konusunda dikkatli olması gerekiyor” dedi.