Kızına ‘Nefes’ adını veren baba, akciğer nakliyle nefesine kavuştu
Kızına ‘Nefes’ adını veren baba, akciğer nakliyle nefesine kavuştu
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Hastanesinde akciğer ve sindirim sisteminde hasara yol açan “Kistik fibrozis” hastalığı tanısıyla tedavi gören ve bu süreçte dünyaya gelen kızına “Nefes” adını veren 41 yaşındaki Serkan Yıldız, akciğer nakliyle yaşama tutundu. Trabzon’da beyin ölümü gerçekleşen bir hastadan alınan akciğer, EÜTF Hastanesinde Yıldız’a başarılı bir ameliyatın ardından nakledildi, tedavisi devam eden Yıldız 3 yaşındaki kızı Nefes’e kavuşmak için gün sayıyor.
İzmir’in Buca ilçesinde yaşayan evli ve bir çocuk babası Serkan Yıldız’a 2012 yılında, akciğer ve sindirim sisteminde hasara yol açan “Kistik fibrozis” hastalığı tanısı kondu. EÜTF Hastanesinde tedavisine başlanan Yıldız, bir süre sonra Serap Yıldız’la dünya evine girdi. Grafik tasarım işi yapan ve oksijen tüpüne bağlı yaşayan Yıldız ile eşinin 3 yıl önce kız çocukları dünyaya geldi. Yıldız çifti çocuklarına “Nefes” adını verdi. Organ nakil listesine alınan ve herhangi bir cihaza bağlı olmadan kızıyla doyasıya vakit geçirmek için gün sayan Yıldız’ın dokularıyla Trabzon’da beyin ölümü gerçekleşen bir hastadan alınan akciğerin uyum sağladığı belirlendi.
REKTÖR BUDAK ZİYARET ETTİ
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, başarılı bir ameliyatın ardından akciğer nakli gerçekleştirilen ve cihazdan bağımsız olarak nefes almaya başlayan Yıldız’ı ziyaret etti. Ameliyatı yapan ekiple de bir araya gelen Rektör Budak, hastayla ilgili EÜTF Hastanesi Göğüs Cerrahisi Nakil Birimi Sorumlusu Doç. Dr. Ali Özdil’den bilgi aldı.
YÜKSEK BAŞARI ORANI
EÜTF Hastanesinde yapılan akciğer nakillerinde yüksek başarı oranlarının bulunduğuna dikkat çeken Rektör Budak, “Ekibimiz ulusal ve uluslararası anlamda çok ciddi başarılara imza atan bir ekip. Hastamızın 3 yaşında bir kızı var ve adı ‘Nefes’, hiçbir alete bağlı olmadan, kendine nakledilen akciğerle nefes alması aynı zamanda kızının da bir anlamda nefes alması anlamına geliyor. Hastalarımızla yakından ilgileniyoruz. Bütün hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza akciğer naklindeki başarıları nedeniyle tebrik ediyorum, her zaman maddi ve manevi olarak yanlarında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. EÜTF Hastanesi Türkiye’nin en büyük hastanelerinden birisi Covid sürecinde çok ciddi bir mücadelede bulunduk, Sağlık Bakanlığımız, Valiliğimiz, İl Sağlık Müdürlüğümüzle entegre bir şekilde faaliyetlerimizi yürüttük. Deprem sürecinde yine hastanemiz sağlık ayağı açısından büyük bir başarıya imza attı. Covid devam ederken biz kliniklerimizde ve organ naklinde durmadık gece gündüz demeden bu süreçleri sürdürdük. Sağlık çalışanlarımıza ne kadar teşekkür etsek az. Allah devletimize milletimize zeval vermesin” dedi.
“KİSTİK FİBROZ HASTALARI ARTIK ERİŞKİN YAŞLARA KADAR GELEBİLİYOR”
EÜTF Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pervin Korkmaz Ekren, Serkan Yıldız’ın yıllardır takiplerinde olan bir hasta olduğunu söyledi. Sağlıktaki gelişmeler sayesinde akciğer ve sindirim sisteminde hasara yol açan “Kistik fibrozis” hastalığı tanısı konan hastaların erişkin yaşlara kadar gelebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Ekren, “Son akciğer naklimizi Serkan’a yaptık, 41 yaşında kistik fibrozis tanısıyla uzun yıllardır takibimizde. Solunum yetmezliği çıktığı için akciğer nakli listesine kondu. Yaklaşık 2 yıllık sabırlı bir bekleyiş ve Serkan’ın organ nakli konusunda farkındalık oluşturmasıyla ilgili çalışmalarını da tebrik ediyorum. Evinde solunum cihazına bağlı olmasına rağmen organ bağışının önemini herkese aktarmaya çalıştı hatta kızının adını ‘Nefes’ koydu. Artık Serkan hem kendi nefesine hem de kızı nefesine kavuşacak en kısa zamanda. İyileşme süreci biraz sabır gerektiriyor ama yürüyebiliyor, kendi işini kendi görebilecek hale gelebilecek ve tamamen desteksiz yürüyebilir duruma geldiğinde ve ilaçlarını kullanmayı öğrendiğinde evine göndereceğiz. Organ bağışı birçok insanın hayatını değiştirebiliyor” diye konuştu.
“NEFES AÇLIĞI HİSSEDİYORDU”
EÜTF Göğüs Cerrahisi Nakil Birimi Sorumlusu Doç. Dr. Ali Özdil, Yıldız’ın hastalığı nedeniyle nefes açlığını çektiğini ifade etti. Doç. Dr. Özdil, “Nefes açlığı hisseden solunum yetmezliği yaşayan birinin kızına ‘Nefes’ adını koyması gelecek için umudunu gösteriyor. Serkan hiç umudunu kaybetmedi, her an organ çıkacakmış gibi kendine iyi baktı. Her zaman ‘Olacak hocam, bir gün organ çıkacak’ dedi. Biz de hem kızı Nefes için hem de Serkan’ın nefesi için bir yola çıktık. Başarılı olduk, şu an her şey yolunda gidiyor. Serkan’ı cihazlarından ayırdık, nefes problemini hallettik en kısa sürede de kızı Nefes’e kavuşturacağız” dedi.
NAKİLLE İKİNCİ BİR HAYAT ŞANSI SUNUYOR
Akciğer kanseri tedavilerinin genellikle belli yaşın üstündeki hastalara uygulandığını dile getiren Doç. Dr. Özdil, “Akciğer naklinde organ bağışıyla o insanlara ikinci bir hayat bağışlamış oluyorsunuz. Daha uzun ve rahat bir yaşam bağışlıyorsunuz aslında. Bir doktor ve cerrah olarak mesleğinizin tatminini bu noktada daha çok hissediyoruz. Daha önceki hastalarımızda akciğer naklinden sonra ‘Biz nefes almayı unutmuşuz’ derlerdi, Serkan’da da aynı şey oldu. Daha da toparlıyor kendisini. Genel durumu iyi. Genel olarak organ bağışında bir sıkıntımız var, bağış sayısını arttırmalıyız. Ayrıca, organ kullanım oranında düşüğüz çünkü çok geç bağışlanıyor insanlar. Beyin ölümü gerçekleştiği halde organları hala bir ümit diyerek vermiyorlar, son dakikada bağışlanıyor ama o dönem içinde de organ zarar görüyor. Akciğer en riskli organlardan biri çünkü enfeksiyon riski çok yüksek. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra bir iki gün içinde aldığımız organlarda başarılı nakil oranı da yüksek oluyor. Çünkü hem organ yıpranmamış oluyor hem de enfeksiyon riski çok az oluyor. Sizin organ bağışçısı olmanız yeterli değil, birinci derece akrabalarınızın bunu bilmesi gerekiyor, birinci derece akrabalarınızın organ bağışına onay vermesi gerekiyor” diye konuştu.