Esenlik içinde yaşlanma için bilinçli adımlar atılmalı
Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfus sayısı her geçen artırıyor. Toplumun yaşlı sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla her yıl 1 Ekim tarihi Dünya Yaşlılar Günü olarak kutlanıyor. Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla açıklama yapan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Fulden Saraç ve Uzm. Dr. Fatma Özge Kayhan Koçak, haysiyetli yaşlanma ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı akademisyenleri öncülüğünde yürütülen bilimsel çalışmalarla ilgili önemli bilgiler verdi.
Prof. Dr. Zeliha Fulden Saraç, “Beklenen yaşam süresinin artmasıyla birlikte tüm dünyada yaşlı nüfusu artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Nüfusun yaşlanması, dünya genelinde yeni bir sosyal, politik ve ekonomik talebi yerine getirme eğilimi yaratmaktadır. 2002 yılında 2. Dünya Yaşlılar Asamblesi için toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun belirttiği gibi; kaliteli yaşlanma ‘Her yerde insanların güvenli ve saygın şekilde yaşlanmalarının ve toplumlarında bütün haklara sahip birer vatandaş olarak yaşamaya devam etmelerinin garanti edilmesi’ ile sağlanabilir. Günümüzde bu tanım artık yerini aktif yaşlanmaya bırakmıştır. Haysiyetli ve aktif yaşlanma adına; sosyal, eğitsel, kültürel kaynaklara nüfusun her kesimi ulaşabilmeli. Yaşlı bireylere isterse potansiyelini geliştirme fırsatı sunulmalı, dilerse kapasite ve ilgi alanına göre iş gücüne katılabilmeli. Nerede yaşarsa yaşasın temel hak ve özgürlüklere, yeterli bir gelire, güvenli bir çevreye sahip olmalı, istediği süre boyunca kendi ortamında yaşama ve sağlık hizmetlerine rahatça yararlanma olanağı sunulmalıdır. Kendi ile ilgili politikaların saptanmasında aktif rol alabilmeli, bu şekilde bilgi ve deneyimlerini genç kuşaklara aktarabilmeli” diye konuştu.
“EÜ Geriatri Bilim Dalı yaşam boyu öğrenmeye özel önem veriyor”
Bir toplumun medeniyet düzeyinin yaşlı vatandaşlarına gösterilen özen ve saygı ile ölçüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Zeliha Fulden Saraç, “Sağlık ve esenliği artırmaya yönelik tıbbi olmayan bir yaklaşıma dayanan iyi yaşlanma kavramı, yaşam süresinin ve esenliğinin arttırılması için temel yapı taşlarından biridir. Yaşlanan bir nüfusta sağlık ve sosyal destek sistemlerinin sürdürülebilir olması için, iyi yaşlanmayı teşvik eden bireysel ve çevresel değişiklikler yapılması açısından proaktif adımlar atılmalıdır. Toplum tarafından, bireyler çevrelerinin fiziksel, sosyal, ekonomik, tarihi ve kültürel bağlamlarına dahil edilerek, uzun vadeli, olumlu değişim yaratan dinamik, etkileşimli bir süreç oluşturulmalıdır. Öncelikle insanların yaşlanma hakkında nasıl düşündükleri ve kendi yaşlanma süreçlerine nasıl baktıkları konusunda olumlu bir fark yaratmak amaçlanmalıdır. İyi yaşlanma, insanların yaşamlarını sağlıklı, aktif ve güvenli olacak şekilde optimize eden seçimler yapmasına teşvik etmek ve yaşlandıkça da tatmin edici ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilecekleri fikrini vurgulamaktır. Bu açıdan Geriatri bilim dalı olarak ‘yaşam boyu öğrenme’yi destekleyen oluşumlar yaratmaktayız. Yaşam boyu öğrenme, yaş, statü veya eğitim seviyesini göz önünde bulundurmadan uygun herhangi bir ortamda, bireysel olarak ve başkalarıyla birlikte, bilgi, beceri ve yetkinlik geliştirme amacıyla gerçekleştirilen bütün öğrenme sürecidir. Örnek olarak, Üçüncü Yaş Üniversiteleri (U3A), yaşlı vatandaşların canlılıklarını korumak ve onları topluluk yaşamına katmak amacıyla, önemli konularda yeni bilgiler edinebilecekleri veya uygun bir ortamda hali hazırda sahip oldukları bilgileri paylaşabilecekleri sosyokültürel merkezler olarak tanımlanabilir” diye konuştu.
“Düzenli fiziksel aktivite kişiyi formda tutmaktadır”
Yaşlılıkta yaşam kalitesini korunma yolunun düzenli fiziksel aktiviteden geçtiğini söyleyen Uzm. Dr. Fatma Özge Kayhan Koçak ise “Yaşlıların bağımsızlıklarını ve sağlıklarını korumalarına yardımcı olmak için, özellikle kronik rahatsızlıkların neden olacağı fonksiyonel düşüşleri sınırlayabilecek yaşam ortamı ve kişisel davranışlar teşvik edilmelidir. Geriatrik popülasyonda tıbbın esas hedefi; ‘yaşam kalitesinin korunmasıdır’. Kişinin yaşı ne olursa olsun, düzenli fiziksel aktivite kişiyi formda tutmakta ve kendisini iyi hissettirmektedir. Ayrıca fiziksel aktivite hem kardiyovasküler sistemi korumakta hem de kas iskelet sistemini güçlendirerek düşme riskini azaltmaktadır. Dengeli bir beslenme ile ileri yaşta sık karşılaşılan beslenme yetersizliğine bağlı oluşabilecek negatif sonuçlarından kaçınılacaktır, kas gücü de korunarak düşme riski azalacaktır. Doktor muayenesi ile eksikliği saptanmadığı sürece genellikle kişinin ihtiyacı olan tüm vitamin, mineraller dengeli ve yeterli beslenme ile karşılanabilmektedir. Bununla ilgili Ege Geriatri Bilim dalı olarak halka yönelik bilgilendirme kitapçıkları oluşturduk. Sanal ortamda ‘Yaşlıda Beslenme El Kitabı’ , ‘Yaşlıda Düşme Ve Düşmeyi Önleme Yolları El Kitabı’, ‘İleri Yaşta Kas Erimesi El Kitabı’na herkes ulaşıp okuyabilmektedir. Haysiyetli yaşlanma ölçütlerinden biri de hem yaşın hem hayatın getirdiği zorluk ve değişikliklerle başa çıkabilme kapasitesidir. Yaşlanma ile birlikte bazı sosyal roller kaybedilebilir, hastalıklarla birlikte kendi başına yaşamını idame ettirebilme yetisi yitirilebilir, özerklik azalabilir. Bunlara yakın arkadaş, akranların kaybı ve daha da önemlisi eş kaybı ile birlikte sosyal izolasyon, maddi zorluklar da eklenebilir. Bu sorunlar, kişisel bir başarısızlık ya da zayıflık olarak görülmemelidir. Meditasyon yapmak ve bilinçli farkındalığı arttırmak, hayattaki değişikliklere karşı zihinsel esneklik kazandırarak stres ile başa çıkmada yardımcı olabilir” dedi.