Egeli bilim ekibi mercimek yetiştiriciliğindeki fungal hastalıkların zararlarını önlemeye yönelik çalışmalarda bulunacak
Ege Üniversitesinin (EÜ) yarattığı araştırma kültürü ve girişimcilik ekosistemi sayesinden geliştirdikleri projeler TÜBİTAK nezdinden desteklenmeye devam ediyor. Ege Üniversitesi (EÜ) Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bahattin Tanyolaç’ın yürütücülüğünü üstlendiği “Mercimekte ‘Fusarium’ etmenine dayanıklılığı kontrol eden genlerle ilişkili SNP markörlerinin Genom Çapında İlişkilendirme Çalışmaları ve bütün ekzom sekanslama yolu ile saptanması ve bu etmene dayanıklı genotiplerin belirlenmesi” başlıklı proje, TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Prof. Dr. Tanyoloç ve ekibi mercimek yetiştiriciliği sırasında ortaya çıkan fungal hastalıklara yönelik çalışmalarda bulunacak.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Prof. Dr. Tanyolaç ve ekibini makamında ağırlayarak tebrik etti. Rektör Prof. Dr. Budak, “Araştırma Üniversitesi olarak yenilikçi fikirler üretmeye, bu fikirleri projelere dönüştürmeye devam ediyoruz. Geliştirdiğimiz bilimsel ekosistem içerisinde akademisyenlerimiz ve araştırmacılarımız nitelikli projeleri literatüre ve sektöre ve bilim dünyasına kazandırmayı sürdürüyorlar. Mühendislik Fakültemiz öğretim üyesi Prof. Dr. Bahattin Tanyolaç ve ekibinin geliştirdikleri proje TÜBİTAK nezdinde desteklemeye hak kazandı. Hocamızı ve ekibini tebrik eder, çalışmalarında başarılar dilerim” dedi.
Çevre ve insan sağlığına zararları engellenecek
Mercimeğin üretimdeki öneminden bahseden Prof. Dr. Tanyolaç, “Mercimek, dünyada 48 mil alanda ekilmekte ve bu alandan 5.7 mil ton ürün sağlanmaktadır. Türkiye’ de ise 2.5 mil ekim alanından 370 bin ton ürün elde edilmektedir. Türkiye mercimek ekim alanı ve üretim istatistikleri ile Kanada, Hindistan ve Avustralya’dan sonra dünyada dördüncü sırada yer almaktadır. Mercimek yetiştiriciliği sırasında fungal hastalıklar önemli zararlar vermektedir. Bunlar içerisinde ‘Fusarium oxysporum f. sp. Lentis’ verimde yüzde 50’ye varan zarar yapmaktadır. Fungal hastalıklarla mücadelede pestisitler kullanılmakta ve bu pestisitler gerek çevreye, gerek kalıntı olarak insan sağlığına ve gerekse de ithal edildiği için yurt dışına döviz kaçışına neden olmaktadır. Bu hastalıkla savaşımda en uygun yol, bitkiye genetik dayanıklılık kazandırmaktır. Bu amaçla dayanıklılık genlerini taşıyan genotiplerin seçiminde DNA markörlerinin geliştirilmesi, ıslah sürecinde iş yoğunluğunu ve isabetli dayanıklı genotip seçimini kolaylaştırmaktadır” dedi.
Ulusal gen bankasından 200 mercimek genotipi
Proje çerçevesinde, Ulusal Gen Bankasından iki yüz adet mercimek genotipi temin edileceğini ifade eden Prof. Dr. Tanyolaç, “Farklı illerdeki mercimek tarlalarından Fusarium izolatları toplanacak. Bu izolatların agresiflikleri belirlenecek ve en agresif olan izolat mercimek genotiplerine infekte edilecek. Paralelinde mercimek genotiplerinden exom sekanslama yolu ile SNP’ler geliştirilecek. Fusarium dayanıklılığı çalışmalarından elde edilecek fenotipik veriler ve exom-SNP’ler ile GWAS analizi yapılacak. Bu analizi sonucunda Fusarium hastalığına dayanıklılığı kontrol eden genlerle ilişkili SNP’ler geliştirilecek. Geliştirilecek olan SNP’ler mercimekte fusariuma dayanıklılık ıslahında dayanıklı genotiplerin seçiminde DNA markörü olarak kullanılabilecek. Bu markörler fusarium hastalığına karşı dayanıklı olan hatların erken dönemde seçimine yardımcı olacak. Ayrıca dayanıklı olarak tanımlanan genotipler ebeveyn olarak kullanılarak fusarium’a dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesinde kullanılacak” dedi.
Proje Ege Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi iş birliğinde yürütülecek.