İşitme engellilerin sesi: İşaret Dili
EÜ’de “Türk ve Alman İşaret Dillerine Genel Bakış” söyleşisi
İşitme engellilerin sesi: İşaret Dili
Zeynep Bozkurtlu- Selinay Mutlu
Ege Üniversitesi (EÜ) Engelsiz Ege Birimi Koordinatörlüğünde; EÜ Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Bölümü ile EÜ Avrupa Dilleri ve Kültürleri Araştırma ve Uygulama Merkezi iş birliğinde Türk İşaret Dili Bayramı etkinliği kapsamında, “Türk ve Alman İşaret Dillerine Genel Bakış” başlıklı bir söyleyişi gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Engelsiz Ege Koordinatörü Doç. Dr. Pelin Akmeşe ile EÜ Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgin Tanış Polat’ın üstlendiği çevrimiçi etkinliğe, EÜ Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Bölümü doktora öğrencisi Nalan Özpınar konuşmacı olarak katıldı.
Etkinliğin açılışında konuşan Doç. Dr. Pelin Piştav Akmeşe, “İşitme engelli bireyler, birbirleriyle çok iyi anlaşır, eğlenir ve çok iyi bağ kurarlar. İşitme engelli bireylere dokunabilmek için işaret dili öğrenilmesi gerekmektedir. Onlarla iletişim kurmak, onların aralarına katılmak bireylere motivasyon kaynağı olmaktadır” dedi.
“Her ülkenin kendine has işaret dili var”
Dudak okuma yöntemi ve işaret dili yöntemini karşılaştıran Nalan Özpınar, “İşitme engelli bireylerle dudak okuma yöntemi ile konuşmak, tamamen tahmine dayalı bir iletişim yöntemi olduğu için problem oluyor. Diğer yöntemimiz ise işaret dili yöntemi. İşitme engelli bireylerin tercih ettiği iletişim yöntemi, işaret dilidir. El hareketleri ve yüz ifadeleriyle oluşturulmuş kendine has bir dildir. Sağır bireylerin de ana dilidir. İşaret dilinin yanı sıra jest, mimik ve yüz ifadesi çok önemlidir. İşitme engellilerin işaret dilini ana dil kabul ediyoruz. Ama bu bilinenin aksine evrensel değil. Ulusal geleneklere ve kültüre bağlı olarak farklıdır. Alman işaret dili, Amerikan işaret dili, hepsinin birbirinden farklılıkları vardır. Farklı coğrafi bölgelerde farklı kültürlerde her ülkenin kendine has işaret dili vardır” dedi.
İşaret dilinin ülkemizde ve Almanya’da tarihsel gelişiminden bahseden Özpınar, “2000’li yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de engelsiz toplum anlayışı ile yola çıkıldı ve işaret diline daha çok önem verilerek daha çok farkındalık oluşturuldu. 2005 yılında da nihayet resmi olarak Türk işaret dili tanınmış oldu. Almanya da ise 1778 yılında işitme engeli okulu kurulmuş fakat işaret dili uygun bulunmadığı için sözel dil kullanılmış. Daha sonra bu durum değişmiş. 1981’de Hamburg Üniversitesinde işaret dili üzerine araştırmalar yapılmaya başlanmış. Genel olarak karşılaştırırsak Türk işaret dili alfabesinde iki el kullanılarak oluşturuyoruz. Fakat rakamları tek elle gösteriyoruz. Alman işaret dilinde ise tam tersi alfabe tek elle oluşturuluyor fakat rakamlar iki elle gösteriliyor. Alman işaret dilinin gramer yapısı, konuşulan dilden tamamen farklı. Aynı Türk dili gibi. Türk işaret diliyle konuşulan dil farklı değildir. Konuşma dili ile işaret dilinin yapısı aynıdır” diye konuştu.
“Türkiye’de tercümanlık eğitimi iki aşamadan oluşuyor”
Nalan Özpınar, “İşitme engelliler, okuduklarını anlayamazlar, beni de işaret diline çeken en önemli şey bu olmuştur. Okudukları anlayamıyorlar çünkü işitme engelli bireylerin okuma yazma seviyesi ortalama olarak ilkokul seviyesindedir. Okumakta güçlük çekiyorlar. Bu sebeple görsel medya erişiminde sınırlı bir erişim sağlıyor. Bu yüzden dizi ve filmlerin alt yazıları yeterli gelmiyor. Almanya’da 27 yıldır Hans-Otto tiyatrosunda yılda en az 4 oyun işaret dili tercümanlarıyla sahneleniyor. Türkiye ile Almanya’daki tercümanlık eğitimlerinin farklı olmasının sebebi, Türkiye’de tercümanlık eğitimi iki aşamadan oluşuyor. Önce işaret dili kurs programına kayıtlanma oluyor. Bunun için ilkokul mezunu olmak yetiyor. 4 haftalık bu eğitimi tamamlandıktan sonra bir belge alarak bu aşama bitiyor. Fakat Türk işaret dili tercümanı ya da öğreticisi olmak isteniyorsa ikinci aşamaya geçiliyor. Bunun için işaret dili öğretici ve tercüman eğitimi kurs programına katılmak gerekiyor. Bu eğitim de 7 hafta. Burada en az ön lisans olmak üzere üniversite mezun şartı aranıyor. Toplamda 11 haftanın sonunda hem işaret dili öğretmeni hem de Türk işaret dili tercümanı olunuyor” dedi.