EÜ’de Çanakkale Şehitleri anıldı
Ege Üniversitesinde “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” paneli
Ege Üniversitesinde (EÜ) 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü dolayısıyla anma programı düzenlendi. EÜ Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Nuri Bilgin Konferans Salonu’nda düzenlenen panelde konuşmacı olarak, EÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nuri Karakaş ve EÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Mert yer aldı. Akademisyenler ve öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” paneli kapsamında, Prof. Dr. Karakaş, “Çanakkale Deniz Harekâtı’nda İtilaf Donanması” sunumunu yaparken Prof. Dr. Hasan Mert ise “Çanakkale Muharebelerinde Atatürk” başlıklı konuşmayı gerçekleştirdi.
İtilaf Devletlerinin asıl hedefinin İstanbul olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karakaş, “İtilaf Devletlerinin, Çanakkale’ye saldırı düzenlenmesinin temel sebebi Osmanlı’nın başkenti olan İstanbul’dur. İstanbul’u işgal ederek Osmanlı Devleti’ni saf dışı bırakmak amaçlanmıştır. Bir diğer neden ise İtilaf Devletlerinin donanmalarını kullanarak, zor durumda olan Rus ordusuna yardım etme ve Rus tahılını tedarik etme isteğidir” dedi.
“İşgalci güçler belli bir kayıp yaşayacaklarının farkındaydı”
İtilaf Devletlerinin Birleşik Filosunda yer alan zırhlılar hakkında ayrıntılı bilgiler veren Prof. Dr. Karakaş, “İngilizler, dretnot sınıfı 22 zırhlıya sahip olmalarına rağmen HMS Queen Elizabeth sınıfı süper-dretnot haricinde daha eski zırhlılarını kullanmışlardır. Dretnot sınıfı yeni zırhlılarını saldırıya dâhil etmemelerinin sebebi ise belli bir kayıp yaşayacaklarının farkında olmalarıdır. Bu yüzden yeni tip gemilerini kullanmamışlardır. Ancak Nusret mayın gemisinin döşemiş olduğu mayınlar sayesinde beklentilerinin çok üstünde kayıp vermişlerdir. Türk topçusu tarafından birçok kez vurulan ve mayınlara çarpan Birleşik Filo zırhlılarının üçte biri muharebe dışı kalmıştır. Fransız Bouvet, İngiliz Irresistible ve Ocean zırhlıları batmış, İngiliz Inflexible, Fransız Suffren ve Gaulois zırhlıları görev yapamayacak şekilde ağır hasara uğramıştır. Bu nedenle bozguna uğrayan İtilaf Devletlerinin Birleşik Filosu, 18 Mart 1915 akşam saatlerinde Çanakkale Boğazı’ndan geri çekilmiştir. Böylelikle 18 Mart 1915 tarihinde Türk Ordusu, Çanakkale’nin geçilemeyeceğini bütün dünyaya ilan etmiştir. Kazanılan bu destansı zaferin temelinde şüphesiz ki güçlü bir inanç, büyük bir vatan aşkı ve özgürlük tutkusu vardır. Çanakkale şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz” dedi.
“Mustafa Kemal, savaşın kazanılmasında stratejik bir öneme sahiptir”
Çanakkale Savaşlarının kalbinin Mustafa Kemal olduğuna değinen Prof. Dr. Hasan Mert, “Çanakkale Savaşlarını bugüne kadar hep hikâyeler ve masallarla dinledik ama orada yaşananlar ve kazanılan zafer hikâye olamayacak kadar gerçekti. Doğru stratejik plan, yapılan ince hesaplamalar ve her şeyden önemlisi savaşı kazanacaklarına olan güçlü inançlarıydı. Bir liderin hayatında şans ve kader ne kadar vardır? Bir milletin hayatı şans ve kaderle izah edilebilir mi? Bunu söyleyebilmek için, bütün bir tarihi, yaşananları ve arka planı sileceksiniz ki her şey denk gelmiş olsun. Çanakkale Zaferi bir tesadüf değildir. Savaşta stratejik öneme sahip olan Mustafa Kemal’in askeri deneyimi, liderliği ve ileri görüşlülüğü, Türk Ordusunun ise vatanı uğruna canını feda etmeye hazır oluşu ve savaşın kazanılacağına dair inancı sayesinde biz bugün bir zaferden bahsedebiliyoruz. Mustafa Kemal hepimizin bildiği gibi Selanik’te doğmuş, Askeri Rüştiyeyi Selanik’te, Askeri İdadiyi Manastır’da, Harbiye’yi de İstanbul’da okumuş bir liderdir. Daha önce Trablusgarp Savaşı’nda denizden karaya amfibik savunma savaşı deneyimi yaşayan Mustafa Kemal, araziye oldukça hâkimdir. Çanakkale Savaşı’nda da bu tecrübelerinden yararlanan Mustafa Kemal, savaşta önemli stratejik görevler üstlenmiş ve zaferin kazanılmasında büyük rol oynamıştır. Mustafa Kemal, ‘Ben size taarruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum’ diyerek Türk Ordusuna dünya askerlik tarihinde görülmemiş bir emir vermiştir. Gözünü kırpmadan işgalci güçlerle mücadele eden Türk Ordusunun amacı yaşamak ve yaşatmaktı. Şunun bir kez daha farkına varalım ki bugünkü hürriyetimiz vatanı uğruna gözünü kırpmadan canını feda eden kahraman şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesile ile 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109. yılında, vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.