EÜ Etnografya Müzesinde “Avrupa Sanatında Oryantalizm Söyleşisi”
Sinem Durmaz – Umut Tekbıçak
Ege Üniversitesi(EÜ) Etnografya Müzesi’nde Müze Söyleşileri kapsamında “Avrupa Sanatında Oryantalizm Söyleşisi” gerçekleştirildi. Konuşmacı olarak EÜ Sanat Tarihi Bölümü Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Semra Daşçı’nın yer aldığı etkinliğe akademisyenler, öğrenciler ve sanatseverler katıldı. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan EÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat Anabilim Dalı Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Barış Eroğlu, Prof. Dr. Semra Daşçı’nın özgeçmişini ve çalışmalarını katılımcılara aktardı. Dr. Öğr. Üy. Eroğlu, “Prof. Dr. Semra Daşçı, İstanbul’da doğmuş, lisans öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünde tamamlamıştır. 1999 yılında EÜ Sanat Tarihi Bölümü Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat Anabilim Dalında başlamış olduğu görevini hala sürdürmektedir. Avrupa Sanatı ve Sanatta Oryantalizm konularında dersler vermektedir” dedi.
“Doğu dünyasını konu alan eserler: Oryantalizm”
Oryantalizm ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Semra Daşçı; “Doğu dünyası; yüzyıllar boyunca Avrupa toplumu için gizem ve egzotizm demekti. Masalsı bir hayal dünyasıydı. Oryantalizm teriminden yola çıkarsak, ilk başlarda Doğu dünyasının, Doğu halklarının dilini, dinini, tarihini, kültürünü ele alan bir bilim alanıyken 19’uncu yüzyıl ortalarında biz bir resim türünü de tanımlar hale geldiğini görüyoruz. Oryantalist sanat dediğimiz zaman Doğu dünyasını, Doğu insanını, Doğu halkını konu alan eserler aklımıza geliyor. Ama burada şunu unutmamak lazım, bu eserler ya da sanatçılar arasında bir üslup birliğinden söz edilemez. Yani biz, 15’inci yüzyılda Rönesans Dönemi’nde de, 19’uncu yüzyılda barokta da hemen hemen her dönemde Doğu konusunu ele alan eserler görüyoruz. Dolayısıyla oryantalizm bir üslup birliği değil aslında konu birliğidir” dedi. Oryantalizmin Avrupa’ya gelişine değinen Prof. Dr. Semra Daşçı; ”Avrupa’nın Doğu’ya duyduğu ilgi çok eski dönemlere uzanıyor. Haçlı Seferleri’yle Doğu’yla tanışıyorlar. Baktığımızda 12’inci yüzyıldan, 13’üncü yüzyıldan Haçlı Seferleri’ne katılan kişilerin notlarını buluyoruz. Bunlar bazen tüccarlar da olabiliyor, misyonerler de olabiliyor. Bu kişiler gerek Anadolu’dan gerekse yol üzerinde geçtiği yerlerden bahsediyorlar, notlar tutuyorlar. Dolayısıyla Batı’nın Doğu dünyasıyla karşılaşması eski tarihlere dayanıyor. 14-15’inci yüzyıllarda ticaret yoluyla Avrupa’ya Doğu’dan pek çok mal geliyor. Bunların içerisinde seramikler, halılar, kadifeler var. Bunlar çok pahalı ve lüks eşyalar. Özellikle de halılar çok pahalı ve sadece zenginlerin satın alabildiği eşyalar” diye konuştu.
Avrupa’da Türk Modası: “Turquerie”
Turquerie akımı hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Daşçı; “ Doğuya duyulan ilgi; çok güçlü bir akım olan Avrupa’da Türk modası, Türk tarzı diye çevrilen ‘Turquerie’ akımının başlamasına neden oluyor. Uzun dönem süren bu akımla Avrupa’da bir yandan o korkulan Türk imajı varlığını sürdürürken bir yandan Doğu’ya duyulan egzotizm merakı ve ilgisi devam ediyor.” dedi. Etkinliğin ardından Dr. Öğr. Gör. Barış Eroğlu tarafından Prof. Dr. Semra Daşçı’ya “Katılım Belgesi” takdim edildi.