Ege Ajans

Ege Üniversitesi haber ajansı

EÜTF’de  “Ben Tedavisi Sempozyumu” düzenlenecek

Farklı disiplinlerden hekimler ve halk bu sempozyumda bir araya gelecek

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı tarafından “Tüm Branşlardaki Hekimler ve Toplum İçin Benlere Yaklaşım – Ben Tedavisi Sempozyumu” gerçekleştirilecek.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Muhiddin Erel Amfisi’nde 26 Kasım 2024 Salı günü saat 09.00’da EÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Işıl Karaarslan’ın açılış konuşmaları ile başlayacak olan sempozyum kapsamında hekim ve halk oturumları düzenlenecek. Hem yüz yüze hem de çevrimiçi (hibrit) olarak yapılacak sempozyuma farklı disiplinlerden bilim insanları katılarak alanla ilgili en güncel bilgileri paylaşacak.

Sempozyum Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Işıl Karaarslan, “Son yıllarda sosyal medyada giderek artan sayıda ‘ben silme, ben temizliği, izsiz acısız ben silme, buharlaştırma ile ben silme’ gibi reklamlar yapıldığını görmekteyiz. Bu tip reklamları yapanların büyük bir kısmı hekim olmayan kişilerdir. Benlerle ilişkili kansere, melanom (kanserli ben) adı veriliyor. Melanom çocuklar dâhil her yaşta görülebilen ve oldukça ölümcül seyreden bir kanserdir. Erken aşamadaki bir ‘kanserli beni’ çıplak gözle bakarak tanımak ve sıradan tehlikesiz diğer benlerden ayırmak hekim için bile zordur. Yani ‘kanserli ben’ hekim tarafından bile yanlışlıkla basit bir ben sanılabilir. Doğru tanı için benler konusunda ‘deneyimli hekim’ olmak ve başlangıç düzeyinde de olsa dermoskop kullanabilmeyi öğrenmiş olmak gerekir. Benlere işlem yapacak hekim, bunları göz önünde bulundurmak zorundadır. Aksi takdirde hekim ‘kanserli bene’ yapılmaması gereken bir işlemi yanlışlıkla yaparsa hasta için yaşamsal risk ve hekim açısından da yasal sorun oluşur. Ancak insan sağlığı açısından çok daha vahim olan şudur.  Bu tip reklam yapan ‘hekim olmayan’ kişiler bulunmaktadır. Bunlar çoğu zaman güzellik merkezi adı taşıyan iş yerleridir. Bu iş yerleri benlerle ilgili işlem yaptıklarına dair reklam yapmaktadırlar ancak yaptıkları işe dair herhangi bir kayıt oluşturmamaktadırlar. Hiçbir şekilde yetkileri olmadığı için, kayıt oluşturmaları zaten mümkün değildir. Dolayısıyla yaşamsal risk oluşturan ve insan hayatına kast etmek demek olan bu eylem karşılığında herhangi bir  yaptırım görmemektedirler.  Bu konunun halkımız tarafından çok iyi anlaşılması gerekmektedir” dedi.

“Her beyaz önlük giyen hekim değildir”

Çözüm açısından iki yaklaşımın çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Işıl Karaarslan, “Birincisi, Sağlık Bakanlığı tarafından bu tip reklam veren ‘hekim dışı’ kişilerin sosyal medyada çok yakından izlenmesi ve gerekli müdahalenin ivedilikle yapılmasıdır. Hekim olanların da işlem yapabilme yetkisi ancak ben muayenesi ve dermoskopik inceleme eğitimi almış olanlara verilmelidir. Bundan ben tedavisini ‘sadece dermatolog olan hekimler yapabilir’ sonucu çıkmaz. Sadece hekim olan ve ben tedavisi yapmak isteyenlerin bizlerle iş birliği yaparak eğitim almaları gerektiği sonucu çıkar. Çünkü bir genel cerrahın, bir kalp damar cerrahisi uzmanının, bir medikal estetik kursu almış pratisyen hekimin tıp eğitimi sırasında deri lezyonlarını tanımayı öğrenme süreci çok çok kısıtlıdır.  Cerrahların çok yetenekli olup her türlü cerrahi işlem yapma yetkileri tabi ki vardır. Ancak benlere lazer gibi cihaz uygulamaları cerrahi işlem değildir. Yani cerrah isterse bir beni yeterli cerrahi sınır bırakarak “cerrahi olarak (yani kesip dikerek)” alabilir ve mutlaka aldığı beni patolojik incelemeye göndermelidir. Sonuç olarak hangi branştan olursa olsun hiçbir hekim benlerle ilgili eğitim almadan hiçbir lezyona lazer gibi cihaz işlemleri yapmamalıdır. Çözüm açısından ikinci ve aslında en önemli olan yaklaşım da, topluma ‘ben tedavisi’ denen şeyin aslında nasıl bir risk içerebildiğini,  bir insanın bu tip işlemlerden ne kadar zarar görebileceğini çok net bir şekilde anlatmaktır. Bu da kesinlikle tüm akademisyen dermatologların öncelikli işi olmalıdır. Akademisyen dermatologların bu konuda topluma bilgi verebilmek için artan oranda faaliyetler yürütmesi gerekmektedir. Toplumdaki bireylerin görevi de bu bilgilendirme faaliyetlerini can kulağıyla dinlemek ve kendi hayatına zarar verilmemesi için çok tedbirli olup, işlem yapanın mesleğini ve deneyimini sorgulamaktır. Her beyaz önlük giyenin hekim olmadığının farkında olmalıdır” diye konuştu.

Hem hekimlerin hem de halkın katımına açık olan sempozyuma katılmak isteyenlerin, “https://forms.gle/RjCUR9B279snwDB38” linkinde yer alan kayıt formunu 15 Kasım 2024 tarihine kadar doldurmaları gerekiyor. Kayıt olan kişilerin e-mail adresine sempozyumun linki gönderilecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir